Dolar 32,4096
Euro 34,8029
Altın 2.435,92
BİST 9.949,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 22°C
Hafif Yağmurlu
Ankara
22°C
Hafif Yağmurlu
Sal 20°C
Çar 18°C
Per 17°C
Cum 16°C

Yazarımız Fahri Sıddık Çeçen’in “Kudüs kimin?” (4) başlıklı yazı dizisi devam ediyor.

Yazarımız Fahri Sıddık Çeçen’in “Kudüs kimin?” (4)  başlıklı yazı dizisi devam ediyor.
28/11/2023 15:19
A+
A-

Yahudiler 1492 tarihinde İspanya’da toplu soykırıma maruz kalmış ve bu durumdan kurtulmak için   Osmanlı Devleti’nden yardım talebinde bulunmuşlardı Sultan 2. Bayezid bölgeye gönderdiği gemilerle bu kavimi adeta yok olmaktan kurtarmış ve İspanya’da bulunan Yahudileri kurtarıp Osmanlı toprağına getirmiştir. Yine yakın tarihte Adolf Hitler tarafında Almanya’da Yahudiler karşı gerçekleştirilen soykırım da Yahudiler açısından bir bozgun olarak görülmektedir. Pek çok Müslüman âlim ikinci bozgunun henüz gerçekleşmediğini düşünmektedir. Asıl konumuz olan Kudüs şehrinin, önemini ve burada yaşanan Siyonist terörizmin nedenlerini anlayabilmek için özellikle Yahudi tarihinin bazı dönüm noktalarını hatırlamanın konunun tam olarak anlaşılması için gerekli olduğunu düşünüyorum. Ancak bu yazıyı bir köşe yazısı olarak planladığımızı için olayların detayına inmeden sadece olayın tarihini ve kısaca kimler arasında yaşandığına değinmekle yetineceğiz.

 

Bâbiller’den sonra Kudüs Pers hâkimiyetine girmiş (M.Ö. 538), şehri Perslerin elinden Makedonyalı Büyük İskender almış (332), onun 323’teki ölümünden sonra şehirde birkaç savaş yaşanmış ve daha sonra, önce Mısırlı Ptolemaioslar, daha sonra 198’den itibaren Selefkiler (Selevkoslar) şehre hâkim olmuşlardır. Ardından Pompeus Kudüs’ü işgal etmiş, şehri kuşatan duvarların bir kısmını yıktırmış, Crassus M.Ö 54’te mâbedi yağmalamış, 40 yılında Partlar şehri ele geçirmiş, Büyük Herod M.Ö 37’de şehri alıp duvarları onarmış, çeşitli yapıların yanında mâbedi yeniden inşa etmiştir. Bu inşa işi milâttan önce 20’de başlamış, Hz. Îsâ zamanında da sürmüştür. M.S. 70 yılında bu defa da Romalı kumandan Titus şehri kuşatmış, bu sırada mâbed ve hemen hemen bütün şehir yanmıştır. Yine bu dönemde Yahudilerin sebep olduğu bir fitne (ayaklanma) romalı kumandan Titus tarafından bastırılmıştır. Romalılar şehri putlarla doldurup, şehri tek Tanrı inancına sahip dinlerin sembolü olmaktan çıkarıp adeta bir putperestler şehri hâline getrimişlerdir. Romalılar bu dönmede Yahudilerin şehre girişini yasaklamış ,yasağı çiğneyen Yahudileri ölümle cezalandırmışlar, ancak İmparator Konstantinos bu yasağı kaldırmıştır. 614’te Sâsânîler tarafından işgal edilen Kudüs’ü 629’da Bizans İmparatoru Herakleios kurtarmış ve İranlılar’dan geri aldığı kutsal haçı Kudüs’teki yerine koymuştur.

Nihayet tarihler  638’i gösterdiğinde bin yıllardır süren hasret sona ermiş ve Kudüs ,Kudüs’ün kutsiyetini bilen, Kudüs’ü yıkmaya değil onunla hayat bulup ona İslam’ın nurunu taşıyan; kâinatı huzura, adalete,barışa, insanlık onuruna yakışır yaşam standartlarına, her türlü ırkçılıktan uzak, inananların kardeş, inanmayanların ise her türlü haklarını korumayı inancının en kutsi değerlerinden biri olarak gören; kâinatın efendisi, ezeli ve ebedi önderimiz, bütün evrenin en şanlı insanı, kıyamete kadar sürecek İslam dininin Peygamberi Hz. Muhammed’in( s.a.v)  dava arkadaşı, yeryüzündeki adaletin simge ismi Hz. Ömer döneminde Kudüs Müslümanlar tarafından fethedilmiş, Kudüs’ün sevdalı olduğu ve Kudüs’e sevdalı olanlar kavuşmuştur.

Kudüs’ü kuşatan İslâm orduları başkumandanı Ebû Ubeyde b. Cerrâh’tan aman dileyen Kudüs halkı şehri bizzat halifeye teslim etmek istediğini bildirdi. Hz. Ömer, Ebû Ubeyde’nin daveti üzerine Câbiye’den Kudüs’e  gelerek şehri Patrik Sophronios’tan teslim aldı  (638).  Hz. Ömer ve Kudüs halkı arasında yapılan antlaşmaya göre özletle; Müslüman yönetime tabi olan gayr-i müslimlerin malı,canı,namusu,dini inancı gibi temel insan hak ve hürriyetleri güvence altına alınmış ve gayri-müslimler de bütün bu güvencelere karşılık cizye vergisi vermeyi kabul etmişlerdi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.