Tambur sanatçısı Refik Hakan Talu, “İstanbul Mevlevihanelerinde Müzik” başlıklı etkinlikte konuştu:

İSTANBUL (AA) – Tasavvuf müziği ve tambur sanatçısı Refik Hakan Talu, Mevlevi müziğinin dünyadaki makam müziğinin önemli bir bölümünü oluşturduğunu belirterek, “Makam müziğinin coğrafyasına baktığınız zaman Kahire'den Selanik'e, Azerbaycan'dan Halep'e kadar uzandığını görürsünüz. Eserlerimizi bu müziğin sistemine göre yapıyoruz ya da müziğimizi bu sisteme göre icra ediyoruz.” dedi.

Talu, Küçükçekmece Belediyesi'nin Ramazan Söyleşileri kapsamında “İstanbul Mevlevihanelerinde Müzik – Itri'den Zekai Dede'ye” başlıklı etkinlikte konuşma yaptı.

Moderatörlüğünü Harun Karaburç'un üstlendiği etkinlik, Küçükçekmece Belediyesi Youtube kanalında çevrim içi yayınlandı.

– “Türk müziği adına kurulan en önemli mekan Yenikapı Mevlevihanesi'dir”

Talu, müziğin İstanbul şehrine çok yakıştığını vurgulayarak, “İstanbul'un hangi taşını kaldırsak altından müzikle ilgili bir konu çıkıyor. Fetihten önce de Bizans müziğinin merkezi olan İstanbul, fetihten sonra da Topkapı Sarayı'nda Enderun, darülelhan, darülbedayi ve Mevlevihaneleriyle müziğin kalbi olmuştur.” şeklinde konuştu.

İlk Mevlevilerin fetihten sonra Afyon, Kütahya ve Edirne'den İstanbul'a geldiklerini aktaran Talu, 2. Beyazıt zamanında ilk Mevlevihane olarak bugünkü ismiyle Galata Mevlevihanesi'nin açıldığını söyledi.

Talu, 1491'den itibaren Mevlevilerin İstanbul'un sosyal, kültürel, sanatsal ve dini hayatının parçası olmaya başladıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Galata'dan sonra Yenikapı, Kasımpaşa, Beşiktaş (Bahariye) ve Üsküdar Mevlevihaneleri kuruldu. Bunların hepsinin ayin günleri var. Müzik olarak baktığımız zaman her ne kadar Galata, İstanbul'da kurulan ilk Mevlevihane olsa bile bence başlangıcından bugüne kadar Türk müziği adına kurulan en önemli mekan Yenikapı Mevlevihanesi'dir. Burada yaşamış ve yetişmiş iki çok önemli isim var, bunlar Hammamizade İsmail Dede Efendi ve Şeyh Galip. Bunun yanında Itri'nin de buraya gittiği söyleniyor.”

Mevlevi müziğinin, makam müziğinin önemli bir bölümünü oluşturduğuna işaret eden Talu, şunları kaydetti:

“Klasik müziğin başlangıcı 1600'lü yılların başıdır. Daha önce makam müziği denen bir müziğimiz var. Makam müziğinin coğrafyasına baktığınız zaman Kahire'den Selanik'e, Azerbaycan'dan Halep'e kadar uzandığını görürsünüz. Eserlerimizi bu müziğin sistemine göre yapıyoruz ya da müziğimizi bu sisteme göre icra ediyoruz. Burada İran çok baskın. Bu akım İslam müziği şemsiyesi altına gelmiş ve bizim kendi formlarımızı bulmamızın başlangıcı Itri ve Naim Osman Dede'dir.”

Yaklaşık 1,5 saat süren etkinlik, Küçükçekmece Belediyesi'nin Youtube kanalından izlenilebilir.