Kudüs Kimin (9). Bölümü
20.yüzyıla gelindiğinde, böl, parçala ve yönet (sömür) formülünü düstur edinmiş Avrupalı barbarlar ile yaklaşık üç bin yıldır hayalini kurduğu kaosu, kendisine vaat edildiğine inandığı topraklarda hayata geçirmeye çalışan Siyonistlerin çıkarları aynı topraklar üzerinde örtüşmeye başladı. Avrupalı devletler , Asya ve Afrika’yı birbirine bağlayan ve Akdeniz üzerinden Çin ve Hindistan gibi pazarlara, yine Asya ve Afrika kıtalarında bulunan sömürge ülkelerine ulaşımı kolaylaştıran stratejik bir konuma sahip Filistin coğrafyası üzerinde kendilerine bağımlı ve bağlı bir devlet yani İsrail’i kurma fikrini ortaya atıp desteklediler.
Böylece hem stratejik konumu son derece önemli bir bölge batılıların eline geçmiş olacak hem de İslam Dünyasının olası bir birlik olma durumu da ortadan kaldırılmış olacaktı.
İsrail devleti, İslam dünyasındaki coğrafi bütünlüğü bozarak, Müslüman ülkelerin birliğini engellemenin yanı sıra bölgede sürekli gelişmeye çalışan ve kandan beslenen yapısıyla, İslam Dünysının kalbine saplanmış bir paslı hançer görevi görmektedir. Bölgemizde benzer amaçlarla kurulmuş bir diğer devlet de Ermenistan’dır. Son Karabağ savaşı ile birlikte Ermenistan’nın üstlenmiş olduğu misyon büyük oranda ortadan kaldırılmış oldu. İsrai ise kendi sapkın emellerini gerçekleştirmenin yanısıra emperyalist devletlerin de çıkarları doğrultusunda hareket etmeye ve bütün dünyanın gözü önünde soykırım yapmaya devam etmektedir.
Osmanlı Devleti’nin 19. yüzyılın sonlarına doğru içinde bulunduğu sıkıntılı durumu fırsata çevirmek isteyen Siyonistler harekete geçti. Siyonistler adına Sultan 2. Abdülhamid Han ile görüşmeye gelen Theodor Herzl Filistin bölgesinde Yahudilere bir kısım toprak satın alma isteğini Sultana arz etti, bunun karşılığında çok ciddi bir meblağ teklif etmesine rağmen Sultan 2. Abdülhamid çok sert bir şekilde teklifi reddettiği gibi Filistin bölgesindeki toprakların Yahudiler satılmasını ve Yahudilerin bölgeye göç etmelerini yasaklamanın yanı sıra bazı ek tedbirler aldı o tedbirleri kısaca özetlemek gerekirse:
1-Hac vazifesi için Kudüs’e gitmek isteyen Yahudilere kırmızı pasaport verildi. bu pasaport sadece hac vazifesi süresince Kudüs’te kalabilecekleri anlamına geliyordu, hac vazifesini tamamlayan Yahudiler, bölgedeki Osmanlı makamlarına bölgeyi terk ettiklerini bildirmek zorundaydı.
2-Filistin bölgesindeki toprakların büyük çoğunluğu (%80’i)devlet hazinesine yani hassa toprak statüsüne alındı.
Abdülhamid pek çok tedbir aldı, bu tedbirleri detaylı olarak Filistin bölgesinde Yahudilere yapılan toprak satışı başlığı altında ele alacağımız için şimdilik asıl konumuz olan Kudüs tarihini ve burada yaşanan Yahudi terörünü işlemeye devam edelim.
PORSİYON OSMAN Kıymetli okuyucularım bundan böyle bu değerli köşede sizlere ülkemizin ticaretinin temel unsurlarından ve…
YÖK Başkanı Özvar, Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) düzenlenen etkinlikte, YÖK’ün “Spor Dostu Kampüs” projesinin tanıtımını,…
Antalya’ya yerleşen Rusya ve Ukraynalılar memleketlerine dönüş yapıyor Tüm dünyada yaşanan ekonomik kriz, Antalya’da yaşayan…
Şimşek: ilk paket değil son paket de olmayacak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Kamuda Tasarruf ve Verimlilik…
ANKARA BÜYÜKŞEHİRDEN ULUS TARİHİ KENT MERKEZİ’NE ÜCRETSİZ ULAŞIM Ankara Büyükşehir Belediyesi Ulus’u turizmin önemli…
Aydın’ın Nazilli ilçesinde karnından bıçaklanan ve yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan Hasan Çağlayan (53), tedavisi…